'Kurtuluş Savaşımızın başkomutanı, Cumhuriyetimizin mimarı, milletimizin hamisi, büyük önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü vefatının 80. yılında saygı ve rahmetle anıyoruz.
Savaş meydanlarına sığdırdığı nice zaferleri, kurduğu hür, bağımsız ve çağdaş Türkiye Cumhuriyeti ile taçlandıran, düşman postalları altında inim inim inleyen bir avuç halkı, inanç ve azimle yeniden ayağa kaldırıp, bütün ayrılıkları bir kenara koyup, ortak kültür ve değerler etrafında birleştirerek Türk milletini bu topraklara yeniden egemen kılan büyük devlet adamına ne kadar minnet duysak azdır.
Dünyada yaşanan gelişmelere baktığımızda, yakın çevremizdeki ülkelerin içine düştüğü çatışma ortamını değerlendirdiğimizde; paramparça pay edilmiş, başkenti dahi işgal altında olan yurdumuzdan, vatandaşları cehalet, yoksulluk ve hastalıklarla pençeleşen bir dönemden bugünlere gelmiş olmamız, O’nun ne denli büyük bir askeri ve siyasi deha olduğunu ortaya koymaya yeter de artar.
Çevreye ve yeşile olan duyarlılığı, çiftçiye ve tarıma verdiği önem, bilim ve eğitime gösterdiği ihtimam, kadına ve gençliğe atfettiği değer, çocuklara duyduğu sonsuz sevgi ve güven dikkate alındığında Mustafa Kemal Atatürk’ün günümüz sorunlarına yıllar öncesinden çözümler sunduğunu ve bu çözümleri yaşantısında bizzat tatbik ettiğini görmekteyiz.
Baş gösteren ve bir türlü çözülemeyen ekonomik sorunlar, sıcak bir çatışmaya doğru giden ülkeler arasındaki gerilimler, siyasi çözüm bekleyen gelişmeler hepimizde, Norveçlilerin deyimiyle “Mustafa Kemal gibi' bir düşünce yapısına sahip olmamız zorunluluğunu ortaya çıkarmaktadır.
Dönemin İngiltere Başbakanı Lloyd George’un “Yüzyıllar nadir olarak dâhi yetiştirir. Şu talihsizliğimize bakın ki 20. yüzyılın dâhisi Türklere nasip oldu ve kader onu bizim karşımıza çıkardı.' diyerek; Afgan Kralı Emanullah Han’ın “O büyük insan yalnız Türkiye için değil, bütün doğu milletleri için de en büyük önderdi.' sözleriyle anlattığı Atatürk, gerçekten de emperyalizme karşı mücadelenin, özgürlük ve bağımsızlığın ilham kaynağı, tüm mazlum milletlerin umudu idi.
“En büyük eserim' dediği Cumhuriyeti, “Benim naçiz vücudum bir gün elbet toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır' vasiyeti ile sonsuza dek yaşatmak üzere gelecek nesillere miras bırakmıştır. Bizler, bu emaneti kanımız, canımız pahasına korumak ve ilerletmek mecburiyetindeyiz. Devletimizin varlığı, milletimizin birliği ve bütünlüğü “Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına Türk denir' ifadesinde anlamını bulan, Atatürk’ün milliyetçilik fikrî altyapısının anlaşılması ve milli politikaların uygulanmasıyla mümkün olacaktır. Bu nedenle gençlerimize Atatürk’ü, büyük mücadelesini, eserlerini ve fikirlerini doğru bir biçimde anlatmak ve öğretmek zorundayız.
Vefatının üzerinden 80 yıl geçmiş olmasına rağmen hiç eskimeyen ilkeleri ile bizlere çağdaşlığın yolunu açan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü rahmet ve özlemle anıyor, her geçen yıl yokluğunu daha fazla hissediyoruz."
Önder KAHVECİ
Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı
kurtuluş savaşı gazi mustafa kemal atatürk türkiye cumhuriyeti